Gezegenimizi yıllardır tehdit eden ve etkileri sandığımızdan çok daha fazla sektöre sirayet eden iklim krizi, moda dünyasında da dönüşümlere neden oluyor. Pek çok sektörde olduğu gibi, moda dünyası da tüm bu etkilere karşı “sürdürülebilirlik” kavramı ile cephe alıyor. Sürdürülebilirlik ile fazla tüketim ve bilinçsiz üretime karşı önlem alarak, var olan kaynakların uzun ömürlü olması ve kullanılan malzemelerin çevreye minimum seviyede zarar vermesi gözetiliyor.
Bu bilinçle, sektördeki ihtiyaçlara anında cevap veren "hızlı moda" akımının yerine, ekolojik dengeyi koruyan çevre dostu bir anlayış giderek yaygınlaşıyor. Peki iklim krizi, söz konusu ayakkabı modası olunca etkilerini nasıl gösterecek ve ayakkabı üretiminde nasıl bir değişim yaşanacak? Detaylar için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
İklim krizi ile yaşanan hava değişimleri tüm dünyayı, çevreyi ve canlıları etkisi altına almaya devam ediyor ve ne yazık ki trajik görüntülere her geçen yıl daha sık şahit oluyoruz. Susuzluk, kuraklık, canlı çeşitliliğinin azalmaya başlaması sektörlerin tümünü etkisi altına alıyor. Ve tabii; kaynakların doğru kullanımı, üretimi ve tüketimi de giderek önem kazanıyor.
Son dönemlerde moda dünyasında da şahit olmaya başladığımız sürdürülebilir giyim ile iklim krizinin etkilerini minimuma indirgemek gitgide yaygınlaşan değerler arasında. Dolayısıyla iklim krizi ayakkabı tasarımı ve üretiminde de daha akılcı bir yaklaşıma doğru ilerliyor. Atıkların ham madde olarak kullanılabildiği, döngüsel ekonomi ile paralel ilerleyen, toplumsal değerin de gözetildiği bir anlayış benimseniyor. Yani giydiğimiz ayakkabılar artık eskisi gibi bilinçsizce üretilmeyecek ve üretim malzemelerinde köklü bir değişim yaşanmaya başlayacak. Bu yaklaşımın temelinde ise sürdürülebilirlik var.
Moda endüstrisinin atık miktarına ve karbon ayak izine olan etkisi ne yazık ki yadsınamaz boyutta. Ve giyim sektörü gereğinden fazla ivme kazanarak gelişirken, son yıllarda hatırı sayılır oranda tüketime neden oluyor. Bu nedenle markaların yavaş yavaş bu tüketime dur demesi, sürdürülebilir malzemeler ile varlıklarını devam ettirmeye başlaması gerekiyor.
Sürdürülebilir malzemeler ile ayakkabı tasarımı ise, geri dönüştürülebilir ham maddelerin kullanımı ile gerçekleştiriliyor. Ve bu ayakkabıların en önemli özelliği, uzun ömürlü ve dayanıklı malzemelerden üretilmesi. Yani yavaş moda akımına uyum sağlayabilmesi.
Hızlı tüketimi bütünüyle reddeden yavaş moda akımı, kaliteyi ve uzun ömürlülüğü gözeten bir anlayışı hayata geçirmeye çalışıyor. Yavaş moda, giderek büyüyen ve bu büyümeyle doğru orantılı olarak çok daha ucuz malzemelerle üretilen ürünleri reddediyor. Bunun yerine, seneler boyunca kalitesini koruyan ürünlerle ve daha az satın almaya teşvik eden bir pazarlama stratejisiyle gezegenimize sahip çıkmayı hedefliyor.
Uzun süre sağlamlığını koruyan ve senelerce bozulmaya uğramayan bir ayakkabı, fazla tüketimi, dolayısı ile çevreye verilen tahribatı önlüyor. Kalitesiz ve ucuz ham maddelerle üretilen ayakkabılar kısa sürede yıprandığı için tüketim çılgınlığına, dolayısı ile malzemelerin daha fazla kullanılmasına ve doğanın zarar görmesine sebep oluyor.
Sektörde iklim krizini tetikleyen ve çevreyi tehlikeye atan unsurlardan biri, ayakkabıların saf plastik ve petrolden üretiliyor olması. Bu durumu tersine çevirmek için daha sağlıklı ve doğa dostu alternatifler yavaş yavaş ham madde olarak kullanılmaya başlanıyor. Sürdürülebilir ayakkabıların bir diğer özelliği doğal liflerden üretilmesi. Bitki ve hayvanlardan elde edilen doğal lifler arasında organik pamuk ve deri de yer alıyor. Doğal lifler, doğaya maksimum ölçüde zarar veren petrol bazlı üretime karşı güçlü bir rakip olarak sayılıyor.
Özetle sürdürülebilir ayakkabı üretiminde başlıca koşullar, tamamı geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımından, çevreye zarar veren uygulamaların minimum seviyede tutulmasından ve çağa ayak uyduran etik bir üretim anlayışından geçiyor. İklim krizi, süregelen yıllarda ayakkabı modasını hepten etkileyerek çevreye duyarlı daha sağlıklı adımlar atılmasına, plastik atıkların minimum seviyede tercih edilmesine, üretim sürecinde enerjinin olabildiğince verimli kullanılmasına ve karbon emisyonunu azaltıcı hamlelerde bulunulmasına neden olacak. Çünkü doğayı ve gezegenimizi korumak artık bir zorunluluk haline geldi.
Sürdürülebilir ayakkabı modasının tek faydası çevremize yönelik değil. Sürdürülebilir malzemelerle ve bu anlayışla paralel olarak üretilen ayakkabılar, diğer ayakkabılara göre çok daha rahat tasarlanıyor. Sürdürülebilir ayakkabılarda, ayak sağlığını tehdit eden malzemeler kullanılmıyor; hatta bu malzemeler, ayakların nefes almasını, serin ve kuru kalmasını sağlıyor.
Ayakkabıların üretim sürecinde atık malzemelerin yeniden kullanılabilir/geri dönüştürülebilir olmaması ve çöpe atılması, şeffaf olmayan koşullar sürdürülebilirlik anlayışıyla tamamen zıt düşüyor. Derimarket olarak, tüm bu sürecin farkındalığıyla, doğaya minimum zarar veren bir anlayışla, kaliteyi odağına alan “yavaş moda” anlayışıyla, etik çalışma prensipleriyle ve iklim krizine karşı sergilediğimiz çevreci bir yaklaşımla ürünlerimizi üretiyoruz. Sizler için yüksek kalitede üretimini yaptığımız ürünler ve kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilir olmasına dikkat ediyor, iklim krizine karşı ve çevreye katkı sağlamaya yönelik adımlar atmaya her geçen gün daha çok özen gösteriyoruz.
Uzun süre dayanıklılık vaat eden, sağlam materyallerden üretilen ürünlerimiz ile gereksiz tüketime yol açmamaya çalışıyor, bu yöndeki farkındalığı artırmak için çabalıyoruz. Siz de tüketim alışkanlıklarınızda değişiklikler yaparak kaliteli olana yönelmek istiyorsanız, doğaya zarar vermeyen birbirinden farklı ürünlerimizi inceleyebilir ve siparişinizi oluşturabilirsiniz.